Bilgilendirici videolar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bilgilendirici videolar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Aralık 2020 Pazar

ramazan tayfa ile ramazan ve oruç

 Ramazan ve oruç konusu ramazan tayfadan görüntülerle ve ramazan şarkısından kesitlerle anlatılıyor .Animasyonlu video


Rafadan tayfa top patladı  dan görüntüler var video içinde

 

Ramazan hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Toplumumuzda Recep ve Şaban’la birlikte “3 aylar” olarak bilinen aylardandır. Ramazan ayının İslam dininde çok özel bir yeri vardır. Çünkü bu ay oruç ayıdır ve Kur’anı Kerim bu
ayda indirilmeye başlanmıştır.

Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadisinde “Mübarek Ramazan ayı size geldi. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda sema (cennet) kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır…” buyurmuştur. Bir diğer hadisinde ise “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” buyurarak Ramazan ayının önemine dikkat çekmiştir.

İslam’a göre akıllı ve ergenlik çağına gelmiş Müslümanların yapmakla yükümlü olduğu ibadetlerden biri de oruç tutmaktır. Oruç, Allah rızası için tan yerinin ağarmasından başlayarak güneş batıncaya kadar gün boyu yemekten ve içmekten uzak durarak yapılan bir ibadettir.

 Kur’an-ı Kerim’de oruç ibadetinin farz olduğu: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.” ayetiyle ifade edilmiştir. Farz olan orucun zamanı ise “Öyleyse içinizden kim bu aya (Ramazan’a) ulaşırsa onu oruçla geçirsin…” ayetinde belirtildiği gibi Ramazan ayıdır. 

Hz. Peygamber, Ramazan ayında her zamankinden daha fazla Kur’an okumuş ve Müslümanlara da bunu tavsiye etmiştir. Bu yüzden Ramazan ayına Kur’an ayı da denir. Müslümanlar da bu ayda Kur’an-ı Kerim’i daha çok okur ve anlamaya çalışırlar. Oruç tutan insan her şeyden önce Allah rızası için ibadet etmiş olmanın, kulluğunu yerine getirmenin ve nimetlere şükretmenin huzurunu yaşar. Ayrıca oruçluyken açlık ve susuzluk çeken bir Müslüman, bu sıkıntıları yaşayan çaresiz insanların halini daha iyi anlar. Kendini onların yerine koyma becerisi kazanır. Yardıma ihtiyacı olan bu kimselere karşı daha duyarlı olur. Onlara yardım etmek için elinden geleni yapar. Bir Müslümanın orucunu bozacak şu davranışlardan sakınması gerekir:
• Bilerek bir şey yiyip içmek.
• Ağza giren yağmur, kar veya doluyu bilerek yutmak.
• Dişler arasında sahurdan kalan nohut tanesi büyüklüğündeki bir yiyecek artığını yutmak.
Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yiyip içerse orucu bozulmaz. Fakat oruçlu olduğunu hatırladığı anda yiyip içmeyi bırakması gerekir

 

oruç tutmak isteyenler gecenin bir bölümünde kalkar ve yemek yerler. Yenilen bu yemeğe sahur yemeği denir. Bu yemeğin yendiği zaman ise sahur vakti olarak isimlendirilir. Sahur yemeği Müslüman için oruca bir hazırlık ve berekettir. Hz. Muhammed (s.a.v.) sahuru “mübarek yemek” olarak isimlendirmiş ve “Sahur yemeği yiyin. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.’’ buyurarak Müslümanları sahura kalkmaya teşvik etmiştir.

Sahur vakti günün aydınlanmaya başlamasıyla (tan yerinin ağarmasıyla) son bulur. Orucun başladığı bu vakte imsak adı verilirİmsak, bir şeyden el çekmek, kendini tutmak ve sakınmak demektir. İmsak vaktinden sonra hem orucu bozan durumlardan hem de orucun değerini düşüren davranışlardan sakınmak gerekir.

Tan yerinin ağarması esnasında ufukta beliren aydınlıkla imsak (oruç) başlar.

Oruç tutmaya başlayan Müslüman, Allah rızasını kazanmak için açlık ve susuzluğa direnir. Namaz kılarak, Kur’an okuyarak, ilim öğrenerek, hayırlı işlere koşarak orucunu güzelleştirir. “Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.” buyuran Hz. Peygamber’in övgüsünü hak etmek için gün boyu sabreder. Allah’a (c.c.) verdiği sözü tutan oruçlu kimse akşam vakti girince ilk mükâfatını alır. Çünkü artık iftar vaktidir. O günkü orucu son bulmuştur. Şükrederek iftarını yapan oruçlunun asıl mükâfatı ise ahirettedir.

İftar vakti ezanla duyurulsa da ezan yada top atılması orucunun açılma vakti değildir İftar güneşin batmasıyla başlar. Rafadan tayfa top patladı videosundan görüntüler videonun içinde

 oruçtan imsak ve iftardan bahsedilen oruç şarkısı klibi burada



Ramazan ayında gündüzleri oruç ve diğer ibadetlerle geçiren Müslümanlar, yatsı vakti camilere koşarak yatsı namazından sonra yirmi rekâtlık teravih namazını kılarlar. Bu namaz ikişer rekâtta ya da dört rekâtta selam verilerek kılınır. Teravih namazı kılınırken aralarda cemaatle salavatlar getirilir. Güzel sesli müezzinler ilahiler okurlar

Ramazan’a özgü ibadetlerden biri de fıtır sadakasıdır. Ülkemizde buna daha çok fitre denmektedir. Verilecek fitre miktarıveren kişinin bir günlük yemek masrafı kadardır.

13 Ekim 2020 Salı

Bir peygamber tanıyorum

Din Kültürü dersi müfredatında hemen her ünite sonunda varolan bir konu Bir peygamber tanıyorum konusu.İhtiyaç vardı böyle bir konuya ama yeterli materyal yok.Aşağıda Bir peygamber tanıyorum,konusu için birebir uyumlu ortaokul ve ilkokul dinkültürü dersine yönelik,animasyonlu videoları bir araya getirdik. 



Bir peygamber tanıyorum hz isa Hz İsa nerede nasıl doğmuş nerede nasıl yaşamıştır,öldürülmüş müdür kayıp mı olmuştur,göğe mi yükseltilmiştir.Bütün bunların cevabını bu videoda bulacaksınız.hz isa mucizeleri,hz meryem,hz isanın doğumu ve hayatı.7.sınıf bir peygamber tanıyorum https://youtu.be/QQ5aZtG4BsE

Bir peygamber tanıyorum hz Musa  https://youtu.be/LQTTRXAFALQ?t=49

Bir peygamber tanıyorum Hz Şuayb https://youtu.be/933bx5Z5XSs

Bir peygamber tanıyorum Hz Zekeriyya https://youtu.be/0UvqdXXK6tM

Bir peygamber tanıyorum  Hz Muhammed https://youtu.be/uUu4e_tDsNA


12 Mayıs 2020 Salı

Nasr suresi

Nasr suresi sadece mekkenin fethini değil genel anlamda istenipte başarılan her şeyi anlatır.Yani çok isteyipte elde etttiğimiz başardığımız şeylerden sonra kibre kapılmamalı,aksine mütevazi bri şekilde bize bu başarıyı nasibeden Allaha hamd edip Allahtan bağışlanma dilemeliyiz.Bir başarıdan sonra neden bağışlanma dilenir .Çünkü o başarıyı elde ederken belki bilmeden istemeden belki gaflet sonucu bazı yanlış davranışlar yapmış olabiliriz.Mesela bir sınavdan yüz almak istedik bunu yaparken belki kopya çektikya da bir futbol şampiyonluğu yaşadık ama final maçında hakemi aldatıp rakibe kırmızı kart gösterttik bunlar bile tevbe gerektiren bağışlanma gerektiren eylemlerdir.Hel ki dünya çapında başarılar zaferler olursa ödülü kadar yaptığımız yanlış varsa tevbesi de gerekir.Muhakkak ki Allah tevbeleri çok kabul edendir.
Nasr suresinin okunuş ve anlamı ile ilgili video
İza cae nasrullahi vel feth .Veraeytennase yedhulune fi dinillahi efvaca .Fesebbih bi hamdi rabbike vestağfirh.İnnehü kane tevvaba
1.ALLAH'ın yardımı ve zafer geldiğinde,
2.ve insanların Allah'ın dinine (1) dalga dalga girdiklerini gördüğünde,

1 - Yani, Allah'a tam teslimiyet dinine: "Allah katında tek [hak] din, [insanın] O'na tam teslimiyetidir".
3.Rabbinin sınırsız şanını yücelt, O'na hamdet ve O'ndan mağfiret dile: çünkü O, her zaman tevbeleri kabul edendir. 

29 Şubat 2020 Cumartesi

Peygamberimizin çocukluğu

Peygamberimizin doğumu çocukluğu ve gençliği hakkında bilgilerin animasyonlarla ve çizgi filmlerle anlatıldığı videoyu aşağıda izleyebilirsiniz


26 Şubat 2020 Çarşamba

HZ MUHAMMEDİN HAYATI-mekke dönemi - ilk vahiy,ilk müslümanlar,ilk yıllar


İLK VAHİY
Peygamberimiz Mekke’de büyümesine rağmen putlara hiçbir zaman tapmamıştı. Tek Tanrı inancına sahip olan “Hanifler” gibi Peygamberimiz de Allah hakkında düşünür ve sık sık Nur Dağı’ndaki Hira mağarasına giderdi. Yiyeceği tükenince şehre inerdi. Fakirlere yardımda bulunup Kâbe’yi tavaf eder ve evden yiyecek alarak tekrar mağaraya dönerdi.

610 yılında Ramazan ayının son günleriydi. Peygamberimiz yine Hira mağarasında yalnız başınaydı. Vahiy meleği Cebrail Allah’ın ona gönderdiği ilk vahiy ile “Oku!” diye seslendi. Ardından Cebrail şu âyetleri okudu:

Yaratan rabbinin adıyla oku! O, insanı alaktan yarattı. Oku, çünkü senin rabbin, çok cömerttir. O insana yazmayı ve bilmediğini öğretendir.” (Alak Sûresi 96/1-5) Cebrail ile ilk kez karşılaşan peygamberimiz çok korktu. Hatta kendini mağaranın dışına atıp, kaçmak istedi. Dağdan koşarak inip evine gitti, uyumak istedi. Eşi Hz. Hatice’den (r.anha) kendisini sıkıca örtmesini istedi. Peygamberimiz kalktıktan sonra yaşadıklarını sevgili eşi Hz. Hatice’ye (r.anha) anlattı.

Hazreti Hatice, eşi Muhammed’e (s.a.v.) inandı. “Korkma! Allah’a yemin ederim ki o, hiçbir zaman seni utandırmaz. Çünkü sen akraba hakkını gözetirsin. Doğru konuşursun, güçsüz olanlara yardım edersin. Fakiri doyurur, misafiri ağırlar, ihtiyacı olanı kollayıp gözetir ve haksızlığa uğrayanlara arka çıkarsın.” dedi.

Ardından da Hz. Peygamber’i amcasının oğlu olan Varaka b. Nevfel’e götürdü. Hazreti Hatice’nin bilgili ve tecrübe sahibi akrabası Varaka b. Nevfel Hazreti Muhammed’in (a.s.) başına gelenleri dinledikten sonra “Senin gördüğün, Allah’ın Mûsâ peygambere de gönderdiği Cebrail adlı melektir. Keşke genç olsaydım, keşke insanların seni zorla yurdundan çıkaracağı o günlerde yanında olabilseydim.” dedi.

Varaka biliyordu ki, kötülükler ile yaşamaya alışmış insanlar, yeryüzüne iyiliği yaymakla görevli peygamberlere pek de iyi davranmamışlar, çoğu kez onları göç etmek zorunda bırakmışlardı. Resûlullah efendimiz (s.a.v.) yaşadıklarının Allah tarafından gerçekleştirilen şeyler olduğuna emin olunca, rahatladı. Şimdiye kadar hiç puta tapmamıştı. Tek ve üstün bir yaratıcının varlığından emindi. Ve şimdi O yüce yaratıcı, ona peygamberi olma görevini vermişti.

İyi de ona kim inanırdı ki? Eşi Hatice’ye, Cebrail’in ona vahyettiği âyetleri tekrarladı. “Kimse inanmazsa, ben inanırım!” dedi Hatice annemiz. Peygamberimize ilk inanan kişi Hz. Hatice (r.anha) idi.


İlk Müslümanlar
Hz. Hatice’nin ardından yakın
dostu şimdiki deyimle kankası  Hz. Ebû Bekir, amcasının oğlu Ali b. Ebû Talib
(Hz. Ali) ve hizmetlisi Zeyd b. Hârise, kızları Zeynep,
Rukiyye ve Ümmü Gülsüm Müslüman oldu
Bu dönemde Hz. Peygamber (sav), Müslümanlara,
vahyedilen Kur’ân ayetlerini okuyor, iyilik yapıp kötülükten
uzak durmanın önemini anlatıyor, dünyada yapılan her şeyin hesabının verileceği âhiret hayatı  hakkında uyarılarda bulunuyordu.
İlk Müslümanlar, bu gizlilik döneminde Erkam b.  Ebü’l-Erkam’ın evinde bir araya geliyorlardı. Ev,Kâbe’nin yakınında Safâ tepesinin eteğindeydi
İlk Müslümanlardan çoğu Cennetle müjdelenmiştir Buradaki faaliyetler, Hz. Ömer’in Müslüman olmasına   kadar devam etti.

Peygamberimiz en yakınından başlayarak, insanlara İslâm’ın güzel çağrısını ulaştırma emri üzerine, bütün akrabalarını evinde yemeğe davet etti. Yemek sonrasında onlara İslâm’ı anlattı. Allah’ın var ve bir olduğunu, kendisinin O’nun peygamberi oluşunu, bu yüce görevini kusursuz bir şekilde yerine getirmek isteğini söyledi... En sert tepki Peygamberimizin amcalarından biri olan Ebû Leheb’den geldi. “Akrabasını böyle kötü bir şeye davet eden başka kimse görmedim!” diyerek evi terk etti.
Ama Resûlullah (s.a.v.) efendimiz vazgeçecek değildi. Ertesi gün yine bir davet verdi. Yine anlattı doğru bildiklerini.
Sonra çağrısını Mekke halkına da duyurdu. Safa tepesine çıkıp . “Ey Kureyşliler!” diye seslendi. “Şu dağın arkasında düşman var ve şimdi size saldıracak dersem, bana inanır mısınız?” Herkes hep bir ağızdan, “Evet! Biz senin yalan söylediğini daha önce hiç duymadık!” dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz “Allah’a yemin ederim ki bir gün öleceksiniz ve yine bir gün dirilip bütün yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz. İyiler için cennet, kötüler için de cehennem vardır. Ben sizi kıyamet gününün zorluklarına karşı uyarmakla görevlendirildim. Allah’ın birliğine ve benim peygamber olduğuma inananlar bu günün zorluklarından kurtulacak, inanmayanlar ise büyük bir sıkıntı çekecektir. Bu çağrıda bana yardım etmeye hazır mısınız?” diye sordu.


Bu duyurudan sonra Mekkede herkes onun peygamberliğini duymuş oldu.
Ona ilk inananlar genelde gençler fakirler ve kadınlar dı yani toplumda ezilen adalete ihtiyaç duyan ve değişime açık olan insanlar
Hz. Peygamber’e inananların gittikçe arttığını gören  Kureyşliler
onu küçümsemeye ve ona hakaret etmeye  başladılar; bir süre sonra da şiddete başvurmaktan,
Hz. Peygamber’e ve Müslümanlara işkence etmekten  çekinmediler.
 Bu baskıların en ağırını Yâsir ailesi yaşadı
Sümeyye, Ebû Cehil’in acımasız işkenceleri altında
can vererek İslam tarihinde ilk şehit ünvanını kazandı.
Yâsir de aynı gün işkence ile şehit edildi. Anne ve babasının,
gözünün önünde öldürüldüğüne şahit olan
Yâsir, müşriklerin ağır işkencelerine daha fazla dayanamayarak
Hz. Peygamber’in aleyhinde konuşmak
zorunda kaldı. Müşriklerin elinden kurtulur kurtulmaz
da Hz. Peygamber’in yanına giderek durumu anlattı.
Rasûlullah (sav) ona, bu sözleri söylerken neler hissettiğini
sordu. Yâsir; kalbinin imanla dolu olduğunu, Allah
ve Rasûlüne olan sevgisinin değişmediğini söyledi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, kalben inandığı sürece
zor durumda kaldığında böyle davranmasında bir sakınca
olmadığını belirtti.

Varlıklı Müslümanlar da çeşitli işkencelere uğratıldılar.
Hz. Osman (ra)’a amcası Hakem b. Ebü’l-As tarafından
baskı yapıldı ve mali harcamalarına kısıtlama getirilerek
dinden döndürülmek istendi.
Sa‘d b. Ebi Vakkas (ra) annesinin direnişi ile karşı karşıya
kaldı. Hatta bu sebeple, Allah’ı inkâra zorlayan annebabalara
boyun eğmemek gerektiğine dair âyet indi.
Abdullah b. Mes‘ûd (ra) Kâbe avlusunda Allah’ın
âyetlerini açıkça okuduğu için bayılıncaya kadar dövüldü.
Mus‘ab b. Umeyr (ra) zengin bir ailenin refah içinde
yetişmiş bir oğlu iken Müslüman olduğu için ailesinin
şiddetli tepkisi ile karşılaştı, hiçbir maddi ihtiyacı karşılanmadığı
gibi elbiseleri bile elinden alındı



Bunların ötesinde bizzat Hz. Peygamber’in geçtiği yollara
pislikler ve dikenler dökülmüş, evi taşlanmış, hatta
namaz kılarken üzerine deve işkembesi atılmıştı. Müşriklerin baskı, tehdit ve işkenceleri Müslümanları
dinlerinden çevirmek şöyle dursun, onların imanlarını
daha da kuvvetlendiriyordu.
Bu durum karşısında ne yapacaklarını şaşıran Kureyşliler
birtakım söylentiler yaymaya ve iftiralara başladılar

Kureyşliler, Hz. Muhammed (sav)’in İslam’a davetini
durdurmak amacıyla Ebû Talib ile iki kez görüştüler. Ebû
Talib ilk görüşmeyi gönül alıcı bazı sözlerle savuşturdu.
İkincisinde Kureyşliler tehdit edici ifadeler kullanınca
Rasûlullah (sav)’ı çağırdı ve kabilesine karşı daha fazla
direnemeyeceğini söyledi. Amcasının kendisini artık himaye
etmeyeceğini düşünen Hz. Peygamber, “Bu işten
vazgeçmem için güneşi sağ elime ayı da sol elime verseler
hiçbir şey değişmez, Allah bu dini üstün kılıncaya
kadar çalışacağım veya bu uğurda öleceğim” şeklinde
kararlı bir cevap verdi. Bunun üzerine Ebû Talib, yeğenini
Git istediğini söyle, Allah’a andolsun ki seni asla onlara
teslim etmeyeceğim” sözleriyle teselli etti.
uzaktan eğitim,eba, ya uygun

16 Şubat 2020 Pazar

3 aylar - çocuklar için animasyonlu bilgi videosu

üç aylar ne demektir?hangileridir? üç ayların önemi nedir? üç aylarda neler yapılmalıdır konusunda bilgilendirici videomuzu tekrar yükledik 
3 aylar hicri takvime göre olduğu için videodaki tarih önceki yıllara göredir
üç aylarla ilgili bilgilendirici video
İslâm'ın mübarek saydığı hicrî aylardan Recep, Şaban ve Ramazan aylarına verilen isim. Bu aylar ve diğer dokuz ayın süreleri, ayın hareketlerine göre belirlenir. Kameri ayların süresi, şemsî miladi ayların süresine nazaran değişiklik arzeder. Kamerî yıl , şemsî yıldan 11 gün kısadır. Ayrıca kamerî ayların diğer bir özelliği şemsî aylarda ki gibi senenin aynı mevsimine değil, farklı mevsimlerine denk gelmesidir
Bu ayların Müslümanlar için  önemli ölçüde değer kazanmasının nedenleri arasında Hz. Peygamber (s.a.s)'in bu aylar hakkında söylediği sözler (hadisler) gösterilebilir. Rasûlüllah (s.a.s) bir hadisinde; "Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır" buyurmuştur. Ayrıca Peygamberimiz, Receb ayı girince, " Âllahım! Receb ve Şabanı bize mübarek kı!! Bizi Ramazana ulaştır" diye dua ederdi.

Üç ayları değerli kılan bir başka  önemli özellik ise beş kutsal kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır. Regaib kandili, Recep ayının ilk cuma gecesine, Mirac kandili, Recep ayının yirmi yedinci gecesine, Berat kandili, Şaban ayının on beşinci gecesine, Kadir gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine denk gelir. 
Çocuklar için güzel bir ilahi
3 aylar ilahisi




ÜÇ AYLAR NEZAMAN BAŞLAYACAK?
2020 yılında 3 aylar 25 Şubat Salı günü Receb ayı ile başlayacak. Üç aylardaki ilk kandil Regaib Kandili i Receb ayında yani miladi 27 Şubat 2020 Perşembe günü olacak
Üç ayların 2.kandili Miraç Kandili ise yine Receb ayında 21 Mart Cumartesi günü gerçekleşecek
25 Mart 2020 Çarşamba günü başlayacak olan Şaban ayında kutlanacak kandil ise  7 Nisan Salı günü olan  Berat Kandilidir.
Üç ayların son ayı olan Ramazan ayında ise,bin aydan hayırlı bir gece olan Kadir Gecesi  var onun miladi takvime göre günü ise 19 Mayıs Salı günüdür.


4 Kasım 2019 Pazartesi

Peygamber inancı

İslamda peygamber inancı  animasyonlu ders anlatım videosunu izleyebilirsiniz
Peygamber inancı Videosu




Öğrencilerin sınavdan haberim yoktu dememeleri için öğretmen ne yapmalıdır

Tabiki  önceden şunları söylemelidir
Sınav zamanı -sınav türü -nelerden sorulacak- Sınav nerede yapılacak vs ve tabi öncelikle dersi öğretmelidir
Allahü Teala da insanı sorumlu bir varlık olarak bu sınav dünyasına göndermiş ve onlara bu sınavla ilgili bilgileri kitaplarda anlatmış peygamberlerle de öğretmiştir
Her insan topluluğuna peygamberler gönderilmiştir  ama bunlardan bazılarının ismini Kur’an-ı Kerim’de bildirilmiştir Kuranda adı geçen peygamber sayısı 25 tir

Kuranda adı geçen peygamberler şarkısı  yada diğer adıyla 
peygamberler ilahisi 
aşağıda


Allah insanı yaratıp, başıboş ….yapayalnız… bırakmamıştır……..Doğru yolu bulması için akıl vermekle kalmamış….Kitaplar göndermiş ,hatta bununla da kalmamış……. o kitapları açıklamak ve sonraki dönemlerde hatırlatmak için peygamberler göndermiştir.
Peygamber farsça bir kelimedir haber getiren anlamındadır.Kuranda bunun yerine resul ve nebi kavramları kullanılır
Resul:Allahın kendisine yeni bir kitap ya da sahife gönderdiği peygamber demektir
Nebi:Kendisine yeni bir kitap yada sayfa gönderilmeyip kendinden önceki resule gelen vahye göre  amel eden peygamberdir.
  Peygamberlerin diğer insanlardan….. farklı bazı özellikleri vardı ki,, bunlara peygamberlerin sıfatları denir
Sıdk:Peygamberler asla yalan söylemeyen…. her şart ve durumda doğru olan kişilerdir
Emanet: Peygamberler son derece dürüst ve güvenilir insanlardır….. kendilerine emanet edileni canları pahasına korurlar…. en büyük emanetleri vahiydir
Fetanet Peygamberler son derece zekidir çünkü anlattıkları şeyleri kavramak ve başka insanlara aktarmak için yüksek bir zeka gerekir.
Tebliğ: Peygamberler kendilerine emanet edilen vahyi her türlü zorluğa rağmen insanlara ulaştırır.
İsmet: Peygamberler çocukluk dönemleri de dahil asla günah işlemez.Bazen küçük hatalar yapsalar da Allah tarafından uyarılırlar.
 Peygamberi görmek için neler neler vermezdim diyen bir çocuğun dilinden peygamber sevgisini anlatan güzel bir çocuk ilahisi


27 Ekim 2019 Pazar

Namazın kılınışı animasyonlu anlatım

Bu yazımızda namazın kılınışını kurallarını anlatan videolar ve kısa açıklamalar var
Öncelikle namazın farzları nelerdir bunları bilmek gerekiyor.Bunun için 12dir namazın farzı klibimiz tam buna göre
onikidir namazın farzı için yeni klip yaptık




Namaz önemli bir ibadet olduğu için öncesinde bazı hazırlıklar yapılmalıdır ki bunlara namazın dışındaki farzlar denir namazın dışındaki farzlar  6 tanedir   Namaz kılınmaya başlandığında Tekbirle birlikte Namazın içindeki farzlar a geçilir ki bunlarda altı tanedir
1) Hadesten Taharet: Abdest almak, gerekli hallerde gusül yapmaktır
2) Necasetten Taharet: Namaz kılacak kişinin, bedeninde, üzerindeki elbisede ve namaz kılacağı yerde pislik varsa bunları temizlemektir.
3) Setr-i Avret: Namaz kılacak kişinin vücudunda örtünmesi gereken yerleri örtmesi demektir.

4) İstikbal-i Kıble: Namazı kıbleye dönerek kılmaktır. Kıble, Mekkedeki kutsal bina olan Kâbe yönüdür.
5) Vakit: Namazları vakitleri içinde kılmaktır.Vakti gelmeden ve geçtikten sonra bir namazı kılmak caiz değildir.
6) Niyet: Hangi namazı kıldığını bilmek ve kalbinde hatırlamaktır. 
Namazın İçindeki Farzlar:
1) İftitah Tekbiri: Namaza başlarken tekbir almak demektir.
2) Kıyam: Namazda ayakta durmak demektir.
3) Kıraat: Namazda ayakta iken biraz Kur'an okumaktır.
4) Rükû': Namazda eğilmektir.
5) Sücûd: Rükû'dan sonra ayaklar, dizler ve ellerle beraber alnı yere koymaktır.
6) Ka'de-i Ahîre: Namazın sonunda "Ettehiyyatü" okuyacak kadar oturmak demektir
açıklamaları ve namazın  resimli anlatımı  sitemizde....
https://dindersivideolari.blogspot.com/2019/01/namazin-kilinisi-cocuklar-icin-namaz.html

    Namazın kılınışını anlatan animasyonlu video burada






   

8 Ekim 2019 Salı

Allah her şeyi nasıl biliyor

Allah herşeyi nasıl bilir sorusuna cevap
8.sınıf Kader ve kaza inancı ünitesi;Allah herşeyi nasıl bilir?Çocukların sıkça sorduğu soruya cevap verebilme amacıyla hazırlanmış bir video.

Ahiretin aşamaları ve Ahirete iman






AHİRET VE DÜNYA HAYATI

Kızgın çöl yolunda gölgelendiğimiz bir kuru gölgeliktir hayat.Yolun en sonunda varacağımız asıl yer sonsuz ahirettir.Bunun böyle olduğu bize bildirilmiştir ve ölen her kişi heran bunu hatırlatmaktadır,buna rağmen insanların çoğu bunu unutup ahireti için hazırlık yapmayı unutmakta,dünyanın geçici mutluluklarıyla sevinip geçici acılarıyla üzülmektedir.Bu durum onun dünyaya geliş amacından sapıp ahiretini kaybetmesine sebep olmaktadır.

Böyle olmaması için yapılan herşeyin hesabının ahirette sorulacağı unutulmamalı ahiret sık sık hatırlanmalıdır.İnsan dünyada doğar yaşar ve ölür Dünya ahiret yolculuğumuzda uğradığımız duraklardan biridir hiçbir durakta sürekli kalınmayacağı gibi dünyada da sürekli kalamayız,mezar denilen bekleme salonunda bir süre bekledikten sonra ahiret yurduna ulaşacağız,orada belki mutlu belki acı içinde sonsuza dek yaşayacağız.Mutluluk yada acı ikiside bizim elimizde;yaptığımız, inandığımız şeylere bağlı ve hiç de zor değil .

İnanıp ibadetlerimizi yaptıktan sonra yapılan her şeyin sevap olduğunu düşündüğümüzde bunun kolaylığı anlaşılır.Zorlukları da var elbet ama sonsuz mutluluk ve güzellikler düşünüldüğünde buna değer olduğu anlaşılacaktır.
Bu durum gecekondu alacak parası olmayan birine trafik kurallarına uyarsa büyük bir otel yada villa verilmesi gibidir.Biz ne kadar uğraşsakta ahiret gibi bir yer edinemeyiz dünyaları da versek sonsuz hayata sahip olamayız,ama insanları çok seven Allah insanların görevlerini yaparak bu imkanlara sahip olmasını sağlamıştır. Bu nedenle hayatımıza dikkat edip ahiret için gerekli hazırlıkları yapmalıyız.
       
  İnsanın ahireti ölümle insanlığın ahireti ise kıyametle başlar       

Ahiretin devreleri (Aşamaları)

Ölüm——Berzah—kıyamet-Ba’s--Haşr ve mahşer—Hesap—Mizan—Sırat--Cennet yada Cehennem

Konuyla ilgili videomuz burada




Ahiret:Sur’a üfürülüp kıyametin kopması ve insanların diriltilip  hesaba çekilmelerinden sonra Cennet’e veya Cehennem’e gitmeleriyle başlayacak olan sonsuz hayata denir.
Berzah(kabir(Mezar) hayatı):Ölümle başlayıp diriltiliş’e kadar devam eden devreye denir.Her insan-ister suda boğulsun, ister yanıp külü havaya karışsın- mutlaka kabir hayatını geçirecektir.
Kıyamet:Kainatın düzeninin tamamen bozulup altüst olması daha sonra yok olan ve ölen şeylerin yeniden diriltilip mahşere doğru yönelmesidir.Ne zaman kopacağını sadece Allah bilir.
Kıyamet alametleri
Ba’s(yeniden diriltilme):Sur’a 2.defa üfürülmesinden sonra bütün canlı yaratıklar hesap için tekrar diriltilecektir.Diriliş hem beden hem ruh ile olacaktır.
Haşr ve Mahşer:Haşr Allah’ü tealanın insanları dirilttikten sonra bir araya toplamasıdır.İnsanların toplandıkları yere mahşer veya Arasat denir.
Hesap:Allah teala mutlak adalet sahibidir,iyiyle kötüyü müminle kafiri eşit tutmamak onun adaletinin bir gereğidir bu nedenle insanları yaptıklarını değerlendirmek için hesaba çeker.
Özellikle hesap sorulacak 5 konu
Ömür
Gençlik
Para (a-b)
İlim

Mizan:Herkesin iyi yada kötü fiillerini tartmaya yarayan ilahi adalet ölçüsüdür.Bu tartı dünyadaki ölçü aletlerine benzemez.
Sırat:Cehennemin üzerine kurulmuş bir yoldur,nasıl olduğunu sadece Allah bilir Müminler dünyadaki amellerine göre yavaş yada hızlı geçecek günahkar ve kafirler ise cehenneme düşecektir.



Cennet:Müminlerin içinde sonsuz olarak kalacakları sayısız nimetlerle süslenmiş ödül yeridir.Cennet nimetleri insan aklı ve hayalinin alamayacağı güzelliktedir.

Cehennem:Kafir müşrik ve münafıkların sürekli kalacakları ceza yeridir Günahkar müminlerde günahlarının cezasını çekip çıkarlar.






AHİRETİN VARLIĞINI NASIL ANLARIZ
1-İyilik ödülsüz kötülük cezasız kalmamalıdır,Allah ise şaşmaz mutlak bir adalet sahibidir.Dünya hayatında ise çoğu zaman adalet gerçekleşmiyor, hakların alınacağı yer yani büyük mahkeme, ahirettedir.
2-Dünyadaki güzellikler gelip geçicidir doyumluk değil tadımlıktır bu durum sonsuz güzelliklerin ahirette olduğunu gösterir.İnsan bir çok güzellikler görüp binlerce nimet tadıyor ama tadına doyamadan ölüyor çünkü hayat sınırlıdır.Allah tam doyumu gerçek güzellikleri bitmemesi için sonsuz ahirete bırakmıştır.
3-Peygamberimiz bizim için sonsuz mutluluğu istemiştir,aslında bu her insanın isteğidir.Allah ta bunu istemiştir çünkü vermek istemeseydi, istemek vermezdi bu ahiretle gerçekleşecektir.
4-Dünya bir ev değil oteldir,misafirhanedir bu otelden sonra daimi saraylar sürekli evler vardır.Allah dünyada çalıştırır orada ücret verir.Gelen gider giden gelmez .
5-Bir ressam en güzel eserini sadece bir sergide gösterdikten sonra onu bozup çöpe atar mı?Elbette akıllı bir sanatçı bu eserini daha güzel büyük bir müzede uzun süre sergilemek yaşatmak ister.İşte bu örnekte olduğu gibi Allah ta bu dünyadaki güzellikleri hele insanı kısa süreli görünmelerinden sonra yokluğa atarak israf yapmaz,ebediyyen yaşatmak üzere korur.İşte o sonsuz yer ahirettir.
ÖLÜMDEN SONRA DİRİLİŞİN ÖRNEKLERİ
1-Ekmeği düşündüğümüzde;onun bir çok kez ölüp canlandığını görürüz a)Buğdayın biçilmesi ilk ölümüdür
b)Değirmende ezilir un haline gelir c)Fırında pişirilir d)Ekmek olarak ağızda çiğnenir e)Midede ise değişik salgılarla karışıp erir—bütün bu değişik ölümlerden sonra artık tekrar dirilmez derken sindirilip enerjiye dönüşür.Yani mide mezarına gömülen ekmek eskisinden daha değerli ve canlı olarak yeniden dirilir.
İnsan ekmekten daha değersiz değildir ki Allah onu tekrar diriltmesin.
2-Toprağa düşen tohumlar çürüdü yok oldu derken yeniden diriliyorlar,hemde eskisinden daha güzel daha büyük olarak.Sonbaharda yaprağını döküp kapkara odunlara dönüşen ağaçlar baharla yeniden uyanıp canlanıyorlar.Bu dünyayı da onlara benzettiğimizde yeniden dirilişe bir örnek görmüş oluruz.
3-Uyku ölümün küçük kardeşidir denir, biz her gece ölüp her sabah diriliyoruz, o halde uykunun büyüğü olan ölümden sonra da yeni bir dünyaya uyanacağız demektir.
4-Vücudumuzda her gün birçok hücre ölüp yenileri oluşmaktadır,yani kendi vücudumuz ölüm ve dirilişi heran yaşamaktadır.(örn:Deri hücrelerinin tamamı her yıl yenilenir)
5-Anne karnında bir bebek,yumurtada bir civciv daha büyük güzel bir dünyaya nasıl inanmak istemezse ,
insanlarda bu dünyadan daha büyük ve sonsuz bir dünyaya inanmak istemez,çünkü insanın hayal ve düşün-
ce dünyası tamamen bu dünyaya göredir.
6-Bir orduyu ilk kez toplamak zordur herkes yerini öğrendikten sonra bir dinlenme sonrası 2.defa toplamak ise daha kolaydır.İnsanın hücrelerini askere benzetip düşündüğümüzde ;hücrelerin yeniden birleştirilmesi onları ilk defa yaratan Allah için çok kolaydır.Bir ordunun askerlerinden daha düzenli ve itaatli olan ruhlar Allah ın bir emriyle derhal ait oldukları cesetlere geleceklerdir .Bir anda bütün cesetlerin diriltilmesini ise bir düğmeye basarak büyük bir şehri ışıklandırmak gibidir
7-Zor bir şeyi yaratan kolay bir şeyi elbette yaratır.Kainatın yaratılması insanın yaratılışından zordur.
Buna göre kainatı yaratıp onu direksiz ayakta tutan Allah için insanı tekrar diriltmek çok daha kolaydır.
Diriliş Ahiret ve kıyametle ilgili bazı ayetler
‘’Hala görüp anlamadılar mı ki hem gökleri hemde yeri yaratmış ve onları yaratmakta yorulmamış olan Allah ölüleri diriltmeğe kesinlikle güç yetirendir………’’Ahkaf s.33
‘’Sur’a 1defa üfürülünce yerler dağlar yerlerinden oynayıp birbirine çarparak darmadağın olunca işte o gün olur(kıyamet kopar)Gök yarılırda ogün kuvvetten düşer’’Hakka S .13-16
‘’Gök yarıldığı zaman,yıldızlar dağılıp döküldüğü zaman,denizler fışkırtıldığı zaman,mezarlar altüst edil-
diği zaman,herkes önündeki ve arkasındaki(geçmiş ve gelecek,günah ve sevap) şeyleri bilecektir.’’İnfitarS

Konuyla ilgili güzel bir ilahi ve klibi

1 Ekim 2019 Salı

Allahın sıfatları video



Allahın sıfatlarını video olarak izlemek isterseniz




Zati Sıfat:SadeceAllahta bulunup başka varlıklarda kesinlikle bulunmayan sıfatlardır.(Allahın zatı ile ilgili)
1-Vücud. Bu sıfat, Allah`ın var olduğunu ifade eder. Bütün sıfatların temelidir.Allah vardır ve en büyük varlık O`dur. O`nun varlığı, herşeyin varlığından daha belirgindir. Allah olmasaydı hiç bir şey var olmazdı. Kâinatın varlığı O`nun varlığına en büyük şahittir. Âlemde hiçbir şey kendi kendine var olmuş değildir. Hiçbir şey ne kendi kendine var olabilir, ne de yok olabilir. Halbuki çevremizde sayılamayacak kadar varlık vücuda gelmekte ve yok olmaktadır.



Vücudun tersi olan yokluk, Allah için mümkün değildir. Yokluk, Allah için muhâl olan noksan sıfatların birincisidir. Allah`ın yokluğu imkansızdır

2-Kıdem. Allah`u Teâlâ ezelidir Geçmişe doğru ne kadar gidilirse gidilsin, Allah`ın var olmadığı bir zaman düşünülemez. Eğer Allah kadîm-ezeli olmasaydı, hâdis- (sonradan var olmuş) olurdu. Sonradan var olan her şey, kendisini icat eden bir (muhdise)- yaratıcıya muhtaçtır. Zamanı yaratan Allah olduğu için zamanla ilgili bir kavram olan başlangıç başlangıcı olmakla sınırlandırılamaz

3-Bekâ. Allah ebedîdir, varlığının sonu yoktur. O daima vardır. Varlığı kendinden olduğu için O, hem kadîm ve eze!î; hem de bakî ve ebedîdir. "O, evvel ve ahirdir." (el-Hadîd, 57/3), Zamanı yaratan Allah olduğu için zamanla ilgili bir kavram olan sonsonu olmak vb kavramlarla  sınırlandırılamaz



4-Muhalefetü`n li`l-Havâdis. (Başka  varlıklara benzememe). Allah zat ve sıfatı ile sonradan yaratılmış olan hiçbir şeye benzemez. Sınırlı olan aklımızla Allah`ı nasıl düşünürsek düşünelim, hayâlimizde nasıl canlandırırsak canlandıralım, O, bizim düşündüklerimizden hayal ve tasavvurumuzdan geçirdiklerimizin hepsinden başka ve hiçbirine benzemeyen ilâhî bir varlıktır.  Başkasına benzemeye muhtaç olan bir varlık, benzediği varlığın ve diğer varlıkların yaratıcısı olamaz. 

5-Kıyâm Binefsihi. Her şey, kendi dışında bir varlığın yaratmasına muhtaç olduğu halde, Allah, başka bir zata ve mekana muhtaç olmadan kendi kendine vardır.  Kâinatın var olması, kendinden evvel var olan, ezeli ve ebedî bir yaratıcı sayesindedir, O`da Allah`tır. Allah yaratıcıdır, diğer varlıklar ise yaratılandır. Yaratıcı, yaratılana muhtaç olamaz.

"Ey insanlar! Siz, Allah`a muhtaçsınız. Allah ise -her şeyden- müstağnîdir (muhtaç değil), öğünmeye lâyık olandır." (Fâtır, 35/15)

"Şüphe yok ki Allah, bütün âlemlerden müstağnîdir." (el-Ankebut, 29/8).

6-Vahdâniyet. Allah`ın her yönden bir olduğunu bildiren vahdaniyet, bir kemal sıfatı olduğu için, bu sıfatın zıddı olan "birden fazla olmak, bir ortağı bulunmak", Allah hakkında mümkün olmayan bir sıfattır. Allah tektir, ortağı ve benzeri hatta benzeri gibisi bile yoktur. 

 "De ki: O Allah birdir. Allah Sameddir. (Her şey varlığını ve varlığının devamını O`na borçludur. Her şey O`na muhtaçtır. O, hiç bir , şeye muhtaç değildir. Her şeyin başvuracağı, yardım dileyeceği tek varlık O`dur). Kendisi doğurmamıştır ve (başkası tarafından)doğurulmamıştır. Hiçbirşey O`nun dengi olmamıştır." (Ihlâs, 112/1-4) .


SUBUTİ SIFATLAR:
Allahta sonsuz,sınırsız olarak bulunup, diğer varlıklarda sınırlı olarak bulunabilen sıfatlardır.

İlim: Allahın herşeyi bilmesidir.Allah sonsuz ilim sahibidir ilminde bir artma eksilme ya da değişme olmaz herşeyi öncesi ve sonrasıyla (geçmiş ve geleceği) bilir.İnsanlarda ilim sahibidir ancak bu ilim çok sınırlıdır unutma ve değişme ihtimali vardır.

Semi’:Allahın herşeyi duymasıdır.Allah  kainatın her köşesindeki her şeyi duyar ,bir şeyi duyması başka şeyleri duymasına engel değildir.Duymak için herhangi bir organ alet ya da ortama muhtaç değildir.

Besar : Allahın herşeyi  görmesidir Allah  kainatın her köşesindeki her şeyi görür ,bir şeyi görmesi başka şeyleri görmesi ne engel değildir. Görmek  için herhangi bir organ alet ya da ortama muhtaç değildir.

İrade:Allahın dileme özelliğinin olması demektir.Allah sonsuz iradeye sahiptir. Birşeyi dilediğinde ol demesi yeterlidir.Buna Külli irade denir İnsanın iradesi ise çok sınırlıdır birşeyi istediğinde ancak ortam uygun ve gücü yeterse yapabilir.Buna cüz-i irade denir.

Kudret:Allahın her şeye  gücü yetmesi demektir o sonsuz güç sahibidir.Kainattaki herşey Allahın kudreti sayesindedir.
Kelam:Allahın söyleme konuşma özelliğinin olması demektir. Allah herhangi bir alet organ yada ortama  muhtaç değildir (ses harf vb olmaksızın iletişim kurabilir)

Tekvin:Allah sonsuz ilmiyle bilip sonsuz iradesiyle istediği şeyleri sonsuz kudretiyle yaratır ya da yokeder.Kainattaki her türlü oluş,yokoluş ve hareket tekvin sayesindedir.(İnsanların yaratılışı ölümleri kainatın oluşumu gezegenlerin dönüşü yağmurun yağması vs)


Not:Meleklerin görevleri diye bildiğimiz olaylarda aslında Allahın bu sıfatlarının bir yansımasıdır .  (Doğa olayları,ölüm,kıyametin kopması,vahiy vs) Çünkü biz insanlar olayları ancak bu şekilde somut hale getirip , anlamlandırabiliriz.

Allahın sıfatları ilahisi yeni klip

Konuyla ilgili görselleri indirme linkleri
Zati sıfatlar
https://drive.google.com/open?id=1kBSHwZOJWl-_unUEmmppGvQsIMtmGCHi
Subuti sıfatlar
https://drive.google.com/open?id=13oLJHYa-eveUmI7PgjBHjrt1zdUi4oxp

28 Eylül 2019 Cumartesi

Meleklere İman konusu - anlatım video



 Konumuz, Varlıklar….. Maddi ve manevi- fiziki ve fizikötesi gibi çeşitli sınıflara ayrılabilir…. Güneş maddi. Hava? Manevi mi …..Hayır.. O da maddi. Neticede elementlerden oluşuyor. Yüzde yirmi bir oksijen ne demek. Bakın demek ki fiziki bir yapısı var Ağırlığı hacmi var.  Atom ağırlığı, kütle numarası  duymadınız mı hiç.:)
aa yırtılmış…. Ne mi… merhametim yırtılmış….yırtılabilir mi çocuklar merhamet ya da dökülebilir mi sevgi?
İşte hacmi ağırlığı gölgesi vs olmayıp, fiziki alemin konusu olmayan varlıklara manevi varlıklar deriz. Biz sevgiyi değil, sevginin belirtisini görürüz sarılmış iki kardeşte…. merhameti değil onun izini görürüz kedi besleyen ellerde…… Çünkü onların maddi varlığı yoktur çocuklar…. Melekler de fizik ötesi alemin konusudur işte.

Teflonvizyon gördünüz mü?  Televizyon değil …hayır telefon da değil …. teflon hiç değil. Siz bir araştırın bulursanız link verirsiniz


Çocuklar Teflonvizyon  diye bir şey yoktu. Biz kurguladık….. Söyleyin bakalım maddi ye mi girer maneviye mi …. (Maneviiiii.) mi …. AA olur mu çocuklar….. Bunlar varlıklar aleminin sınıfları…. Oysa bu YOK ….. Hiçbirine girmez.  


  O halde görmediğimiz varlıklar da vardır lar. Değil mi .İşte bunlardan birisi de meleklerdir
Allah tarafından nurdan yaratılmış görünmeyen (manevi) varlıklardır. gözle değil hiçbir şekilde göremiyeceğimiz için gözle görünmeyen ifadesi kullanmıyoruz.Şeytan da Allah tarafından ateşten yaratılmış başka bir varlık gurubudur.

 Meleklerin özellikleri  
   1- İnsanlara ait özelliklerden tamamen uzaktırlar. (Yeme içme yorulma yaşlanma cinsiyet vs)
   2- Kanatları vardır ama biz nasıl olduklarını bilemeyiz.Bir çeşit rütbe gibi düşünebiliriz
   3-Son derece hızlı ve güçlüdürler
   4-Görünmezler,……ancak bir şekil ya da kılığa girerlerse,, görülebilirler
   5-Allahın izniyle değişik şekil ve kılıklara girebilirler
   6- Asla Allaha ihanet etmezler
   7-Sayıları çoktur ne kadar olduğunu Allah bilir

Konunun animasyonlu anlatım videosu





Cebrail (a.s.): Yüce Allah’ın bildirdiği emir, yasak, ve bilgileri peygamberlere iletmekle görevlidir. Yerine getirdiği görev nedeniyle en büyük melek kabul edilir.Cebrail’e (a.s.) vahiy meleği de denilmektedir.

Mikâil (a.s.): Yağmur, kar, rüzgâr vb. doğa olaylarını Allah’ın izniyle düzenlemekle idare etmekle görevlidir.

İsrafil (a.s.): Biri kıyametin kopması, diğeri de yeniden diriliş sırasında olmak üzere iki kez sûra üflemekle görevlidir. Sûr, mahiyetini sadece Yüce Allah’ın (c.c.) bildiği bir alet ya da mekanizmadır. Kur’an’da yer alan bir ayete göre İsrafil sûra iki defa üfleyecektir.
Azrail (a.s.): Allah’ın (c.c.) izniyle eceli gelenlerin ruhlarını bedenlerinden ayırmakla  görevli olan melektir.

Kutsal kitabımızda, dört büyük melek dışında bazı meleklerin varlığı ve görevlerinden de söz edilir.

İnsanlarla ilgili diğer  melekler:
Kiramen katibin:İnsanların sevap ve günahlarını kaydetmekle görevli meleklerdir.
Münker ve Nekir: Ölen insanların ruhlarına diniyle ilgili sorular sormakla görevli meleklerdir

   Aslında bütün bu olayların yaratıcısı Allahtır, melekler buna şahitlik eden  özel varlıklardır.
Konu anlatımında aşağıdaki ders anlatımından faydalanılmıştır