“–O kimse yine kötülük yaparsa ne
yaparsınız?” buyurdular. Ashâb, yine iyilik edeceklerini bildirdiler.
Efendimiz - S.A.V.-
“–Tekrar size kötülükte bulunursa ne
yaparsınız?” buyurunca, ashâb-ı kirâm başlarını aşağı indirdiler, bir cevap
veremediler.
Sonra Hazret-i Ali
-radıyallâhu anh- geldi. Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
“–Yâ Ali, birisine iyilik etsen, o da
sana kötülük yapsa, sen ne yaparsın?” buyurdular. Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-,
iyilikle mukâbele edeceğini söyledi. Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- aynı
soruyu yedi kere tekrarlamasına rağmen Hazret-i Ali hepsine de:
“–Yine iyilik
yaparım.” diye cevap verdi. Sonra ilâve ederek:
“O kimseye, ben iyilik yaptıkça o bana
hep kötülükle karşılık verse, ben yine de ona iyilik yaparım.” dedi.
Bunun üzerine peygamberimiz işte bu imanın en üstün derecesidir buyurdu.
------------
İslam dini öyle esnek ve evrensel bir dindir ki herkese göre çözümler sunar.
Yukardaki olayda sahabelerin yaptıkları da doğrudur Hz Alininki de.Hatta bunun yerine daha ilk kötülüğünde onunla ilişkiyi kesme ,Rabbim acizim fakirim Sen bilirsin ne yaparsan şeddeli ver deme,
Bir insana iki kere güvenmem kötülük yapmam ama ona göre davranırım mesafe her zaman iyidir demek gibi seçenekler de doğrudur.Yalnız aynıyla mukabele etme işi bazen hukuksal yolla yapılabilir buna dikkat etmelidir. konuyla ilgili videomuzu izlemek isterseniz
NAMAZIN FARZLARI
içinden olanlar altı :iftitah (açılış başlangıç) tekbiri,Kıyam kıraat ruku
sucud (2 secde) kade-i ahire
dışından olanlar altı:Hadesten teharet,necasetten teharet,setr-i
avret,istikbal-i kıble ,vakit,niyet,
DIŞINDAKİ FARZLAR
Gusul ve namaz abdestinin farzlarını öğreten ilahi
için tıklayınız
neden secde değil de sucud kullanılmış diye çok soruluyor:arapçada kelimelerin çoğuluna genelde u ...eklenir.. kitap- kütub-kütüphane gibi......Namazda da tek değil birden fazla secde yapıldığı için secde değil secdeler anlamına gelen sucud ifadesi kullanılmış
Namaz
dinin direğidir diyen peygamberimiz namazın 7 yaşından itibaren çocuklara da
kıldırılmaya teşvik edilmesini istemiştir.Bu şarkı ve kliple Çocuklarımız
namazı severek öğrenecekler. 12dir namazın farzı ilahisiyle Namazın Farzlarını
içindekiler ve dışındakileri ayırabilecek şekilde anlamlarını da bilerek
öğrenecekler. 12dir namazın farzı diyerek namaz kılmaya istekli hale
gelecekler.
12dir namazın farzı ilahisi 5-10 yaş düzeyi için hazırlanmakla birlikte orta
okulda derslerde de kullanımı uygundur.
Kişi hacca arefe gününden önce
gitmişse arefe günü mekke dışına çıkarak mikat yerlerine gider
Mikat her ülke için belirlenmiş ihrama girme yerlerine denir
İhrama girmeden önce beden bakımı ve temizliği yapılır. Mümkünse
gusledilir veya abdest alınır daha sonra ihram elbisesi giyilir Kerâhet vakti değilse, iki rek‘at ihram namazı kıldıktan sonra niyet ve telbiye yapılarak ihrama girilir. erkeklerinki iki parçadır erkekler, üzerlerindeki
bütün giysilerden soyunup izâr ve ridâ denilen iki parça ihram örtüsüne,
usulüne göre sarınırlar. Başları açık, ayakları çıplaktır. Ancak ayaklarına
topukları ve mümkün olduğunca üzerleri açık ayakkabı veya terlik
giyebilirler. Kadınların ihram elbisesi şöyledir :Kadınlar
normal elbise ve kıyafetlerini değiştirmezler. Onların her türlü giyim eşyası,
kapalı ayakkabı, çorap ve eldiven giymelerinde bir sakınca yoktur. Yalnızca
yüzlerini örtmemeleri gerekir.
Kırân haccı yapmak isteyenler ise, “Allahım, senin rızânı kazanmak için umre ve hac yapmak istiyorum. Bunların edâsında bana kolaylık ver ve her ikisini de kabul buyur!” diyerek hem umre, hem de hacca niyet edip telbiye söylerler.Çünkü arefeden önce ihramdan çıkıp tekrar girecekelerdir. Temettu‘ haccı yapacak olanlar,
“Allahım, senin rızânı kazanmak için umre yapacağım, onu bana kolaylaştır ve
benden kabul eyle!” diyerek sadece umreye niyet eder ve telbiye yaparlar. Çünkü
arefeden önce ihramdan çıkıp tekrar gireceklerdir.
İfrad haccı yapacak olanlar, “Allahım, senin rızânı kazanmak için haccetmek istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve kabul buyur!” diyerek sadece hacca niyet eder ve telbiye yaparlar.
Niyet ve telbiyenin
yapılmasıyle ihrama girilmiş ve ihram yasakları başlar. Telbiye, tekbir, tehlîl
ve salavât-ı şerife söyleyerek yolculuğa devam edilir. Telbiye, ihram süresince
sık sık söylenir. Özellikle zaman, mekân ve durumda yenilik ve değişiklik
olduğunda, yokuşta, inişte, kafilelere rastlayışta, farz namazlardan sonra,
seher vakitlerinde söylenmelidir. Telbiyeyi her söyleyişte üç defa tekrarlamak,
sonra tekbir, tehlîl ve salavât-ı şerife okumak müstehaptır. Telbiye hacda
bayramın ilk günü Akabe Cemresi’ne taş atmaya başlamakla, umrede ise, umre tavafına
başlamakla biter; daha sonra yapılmaz. Mekke’de kalınacak yere yerleşip
mümkünse boy abdesti, değilse abdest alındıktan sonra telbiye söylenerek
Harem-i şerif’e gidilir. Beytullah görülünce üç defa tekbir ve tehlîl getirilip
dua edilir. Farz namaz kılınmıyorsa hemen tavafa başlanır.
b) İfrad haccında ilk yapılacak
tavaf “kudüm tavafı”, temettu‘ ve kırân haccında ise “umre tavafı”dır.
Temettu‘ ve kırân haccında umre
tavafından sonra umrenin sa‘yi yapılacağı için tavafta “ıztıbâ‘” ve “remel”
yapılır. İfrad haccında ise, şayet hac sa‘yi kudüm tavafını takiben
yapılacaksa, tavafta ıztıbâ‘ ve remel yapılır, aksi halde yapılmaz. Müsait yer
varsa, makam-ı İbrâhim’in arkasında, orada yer yoksa, uygun başka bir yerde
tavaf namazı kılınıp dua edildikten ve zemzem içildikten sonra temettu‘ ve
kırân haccı yapanlar umre sa‘yini; ifrad haccı yapanlar ise, isterlerse hac
sa‘yini yaparlar.
İfrad haccı yapanlar, hac
sa‘yini ister yapsınlar ister yapmasınlar tıraş olmazlar ve ihramdan çıkmazlar,
ihramlı olarak kalırlar.
Temettu‘ haccı yapanlar mîkatta
sadece umreye niyet ettikleri için umrenin sa‘yi tamamlanınca, tıraş olup
ihramdan çıkarlar. Tekrar hac için ihrama girinceye kadar Mekke’de ihramsız
kalırlar. 8 Zilhicce (terviye) günü veya isterlerse daha önce hac için tekrar
ihrama girerler. Hac için ihrama girdikten sonra yapacakları nâfile bir tavafı
takiben isterlerse hac sa‘yini Arafat’a çıkmadan önce yapabilirler. Bu
takdirde, ziyaret tavafından sonra sa‘y yapmazlar.
Kırân haccı yapanlar, ihrama
girerken hacca da niyet ettikleri için umre sa‘yindan sonra tıraş olmazlar ve
ihramdan çıkmazlar. Bunlar umre sa‘yi bitince, gerekiyorsa biraz dinlendikten
sonra ayrıca kudüm tavafı yapıp tavaf namazını kılarlar. Hac sa‘yini isterlerse
bu kudüm tavafının arkasından, isterlerse ziyaret tavafından sonra yaparlar.
Peşinden sa‘y yapılacak tavafta ıztıbâ‘ ve ilk üç şavtta remel yapılır.
c) İster ifrad, ister temettu‘,
ister kıran yapsınlar, bütün haccedenler terviye (8 Zilhicce) günü Mekke’den
ayrılıp Mina’ya veya Arafat’a geçerler.
Hacc da gidilen yerler ve hac mekanlarını gösteren harita
d) Hac görevlerinin yapıldığı
Günler
Hac görevleri yoğun olarak 8-13
Zilhicce arasındaki altı gün içinde eda edilir. Bu günlerden her birinde
yapılan menâsik özetle şöyledir:
1- Terviye günü (8 Zilhicce)
Arefeden bir gün önceki gün demektir
İster ifrad, ister temettu‘,
ister kırân haccı yapsınlar, bütün haccedenler terviye günü sabah namazından
itibaren Mina’ya veya Arafat’a intikale başlarlar. Terviye günü öğle namazından
arefe günü sabah namazına kadarki beş vakit namazı Mina’da kılmak ve geceyi
orada geçirip güneş doğduktan sonra Arafat’a hareket etmek sünnettir.
2- Arefe günü (9 Zilhicce) ilk
farz olan vakfe yapılır
Arafat’ta zeval vaktine kadar
çadırlarda dinlenilir ve ibadetle meşgul olunur. Zeval vaktinden sonra,
mümkünse gusledilir. Öğle ve ikindi namazları cem‘-i takdîm ile kılındıktan
sonra vakfe yapılır. Bütün gün telbiye, tekbir, tehlîl, zikir, tesbih,
salavât-ı şerife, dua, namaz-niyaz, tövbe-istiğfar, Kur’ân-ı Kerîm tilâveti
gibi ibadetlerle değerlendirilir. Resûlullah “Bugün gözüne, kulağına ve diline
sahip olanın geçmiş günahları bağışlanır” (Müsned, I, 329, 356) buyurmuştur.
Güneş battıktan sonra akşam namazı kılınmadan Arafat’tan Müzdelife’ye intikal
başlar. Akşam ve yatsı namazları, yatsı vakti girdikten sonra, Müzdelife’de
cem‘-i tehîr ile kılınır. Bayram gecesi burada ibadet ve istirahatle geçirilir.
Şeytan taşlamada kullanılmak için yeteri kadar taş toplanır.
3- Bayramın ilk günü (yevm-i
nahr; 10 Zilhicce)
a) Vakti girince sabah namazı
Müzdelife’de erkence kılınır. Namazdan sonra ortalık aydınlanıncaya kadar vakfe
yapılır. Dua, niyaz ve istiğfar edili Ortalık iyice aydınlanınca, güneş
doğmadan Mina’ya hareket edilir.
b) Mina’da Akabe Cemresi’ne
gidilir. Her birinde “Bismillâhi Allahüekber, rağmen li’ş-şeytâni ve hizbih”
denilerek yedi taş atılır. İlk taşın atılması ile telbiye biter. Bundan sonra
artık telbiye yapılmaz.
c) Daha sonra Harem bölgesi
sınırları içinde kurban kesilir veya vekâlet yolu ile kestirilir. Temettu‘ ve
kırân haccı yapanların şükür kurbanı kesmeleri vâciptir İfrad haccı yapanların
kurban kesmeleri gerekmez; isterlerse nâfile olarak keserler.
d) İhramdan çıkış :
İfrad haccı yapanlar Akabe Cemresi’ne taş attıktan sonra; temettu‘ ve kırân
haccı yapanlar ise kurbanlarını da kestikten veya kestirdikten sonra, saç
tıraşı olup ihramdan çıkarlar.
Böylece cinsel ilişki dışındaki diğer bütün ihram yasakları Cinsel ilişkiyle
ilgili yasak ise ancak ziyaret tavafı yapılınca kalkar. Haccedenler bizzat
kendi saçlarını kesebilecekleri gibi birbirlerini de tıraş edebilirler. Tıraş
olabilecek duruma gelmiş olan bir ihramlının henüz kendisi tıraş olmadan başka
bir ihramlıyı tıraş etmesinde bir sakınca yoktur.
e) Aynı gün imkân olursa,
Mekke’ye inilerek ziyaret tavafı yapılır Daha önce hac sa‘yini yapmamış olanlar
ziyaret tavafından sonra hac sa‘yini de yaparlar. Ziyaret tavafının bayramın
ilk günü yapılması efdaldir. O gün yapılamazsa daha sonra yapılır. Bu tavafın
en geç bayramın 3. günü güneş batmadan önce yapılması Ebû Hanîfe’ye göre vâcip,
diğer müctehidlere göre ise sünnettir.
f) Ziyaret tavafı bayramın ilk
günlerinde yapılmışsa, tavaftan sonra tekrar Mina’ya dönüp şeytan taşlama
günlerinde Mina’da gecelemek, Hanefîler’e göre sünnet, diğer üç mezhepte ise
vâciptir.
4- Bayramın 2, 3 ve günleri
(11, 12 ve 13 Zilhicce)
a) Bayramın 2 ve günleri zeval
vaktinden sonra sırayla Küçük, Orta ve Akabe cemrelerine yedişer taş atılır.
Küçük ve Orta cemrelere taş attıktan sonra uygun bir yere çekilerek dua edilir.
Akabe Cemresi taşlandıktan sonra ise dua için artık durulmayıp orası hemen
terkedilir. Bu iki gün zevalden önce “şeytan taşlama” yapılmaz.
b) Bayramın 4. günü cemrelere
taş atmayacak olanların, o gün fecr-i sâdıktan yani tan yeri ağarmaya
başlamadan önce Mina’dan ayrılmış olmaları gerekir. Bunların 3. gün henüz güneş
batmadan Mina sınırları dışına çıkmaları sünnet; güneş battıktan sonra
ayrılmaları mekruhtur. 4. gün tan yeri ağarmaya başlamadan Mina’dan ayrılmamış
olanların o gün de her üç cemreye yedişer taş atmaları gerekir. Ancak Ebû
Hanîfe’ye göre, 4. gün taşların fecr-i sâdıktan itibaren zevalden önce atılması
da câizdir. 4. gün taşlar atıldıktan sonra Mina’dan Mekke’ye inilir.
c) Başka
ülkelerden gelenler, Mekke’den ayrılmadan önce vedâ tavafı yaparlar. Böylece
hac tamamlanmış olur.
Haccın yapılışını öğrenmek
isterseniz linkimiz burada https://dindersivideolari.blogspot.com/2019/01/haccn-yapilisi.html
videosunu izlemek isterseniz youtube kanalımıza burada
https://youtu.be/x4Pn6cbBDwk
Haccın farzlarını ve yaparken sıralamayı unutmamak için kodlamaların yeraldığı esprili videomuz yayında
HAC KİMLERE FARZDIR
Hac Kimlere Farzdır?
1. Müslüman Olmak
2.Akıllı ve buluğ çağına girmiş olmak
3. Hür Olmak Özgür olmayan (esir, mahpus vb.) kimse için, özgürlüğünü kazanana dek hac farz değildir.
4. Dinen Zengin sayılmak Zorunlu ihtiyaçları haricinde hacca gidip dönünceye dek kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu ailesinin geçinebileceği maddi güce sahip olmak.
5. Sağlıklı Olmak Hac farizasının bir kimseye farz olabilmesi için o kimsenin bedenen bu ibadeti yapmaya gücü yetmesi gerekir. Hac ibadetini bedenen yapamayacak kadar hasta olan kimse için hac, farz değildir. Ancak hac ibadetinin geciktirilmemesi ve özellikle yaşlılık dönemlerine bırakılmaması gerekir.
6. Yol Güvenliğinin Bulunması Haccın bir mümine farz olabilmesi için yol güvenliğinin olması gerekmektedir.
7. Haccın Vaktine Yetişmek Bir Müslüman’a hac farz olabilmesi için haccın eda edileceği vakte yetişmiş olması gerekir.
8. Kadınlarda Can, Mal ve Namus Güvenliğinin Sağlanmış Olması Hanefi ve Hanbeli mezheplerine göre bir kadının haccedebilmesi için kendisine refakat edecek eşi veya bir mahreminin olması gerekmektedir. Eşi vefat etmiş veya eşinden boşanmış kadınların iddet sürelerini doldurmuş olmaları gerekmektedir.
5- Veda tavafı yapmak.
6- Kurban Kesmek
İhram, , kendini mahrum etmek, haram kılmak, hürmet edilen zamana ve
mekâna girmek, saygı duymak anlamlarına gelir. Terim olarak ise ihram, hac veya
umre yapmaya niyet eden kişinin, normal zamanlarda serbest olan fiil ve
davranışları hac ve umre süresince kendi nefsine haram kılmasıdır
Niyet ve telbiye, ihramın rükünleridir. Bir kimse niyet etmeden ve telbiye
getirmeden yalnız beyaz giysi giyerek ihrama girmiş olmaz.
Haccın sünnetleri HACCIN SÜNNETLERİ:
1-İhrama girerken gusül abdesti
veya normal abdest almak.
2- İhram giyince iki rekât
namaz kılmak.
3- İhram için beyaz ve temiz
olan, iki parçadan ibaret izar ve rida denilen kıyafeti giymek.
4- İhramdan önce gülyağı gibi
hoş koku sürünmek.
5- İhramdan sonra her fırsatta
telbiye getirmek.
6- Salât ve selamdan sonra
Allah Teâlâ’ya yalvarmak.
7- Telbiyelerden sonra
Peygamber efendimize olabildiğince salat ve selam okumak.
8- Mekke’de bulunduğu süre de
müsait olunduğunda nafile olarak tavaf etmek.
9- Mekke-i mükerreme’ye
girmeden önce yıkanmak ve gündüz vakti girmek.
10- Afakî olanlar (mikat
dışından gelenler) için kudüm tavafı etmek.
11- Ziyaret tavafının ilk üç
şavt’ında erkeklerin remel yapmaları.
12- Ziyaret tavafında
erkeklerin ıztıba etmeleri ( tavafa başlamadan önce, omuza alınan örtüye sağ
koltuğun altından geçirerek sol omuz üzerine atmaları.)
13- Zilhicce’nin sekizinci günü
güneşin doğmasından sonra Mekke’den Mina’ya çıkmak ve o gece Mina’da kalmak.
4- Zilhicce’nin dokuzuncu günü
güneşin doğmasından sonra Mina’dan Arafat’a çıkmak.
15- Safa ile Merve arasında
sa’y ederken oradaki iki yeşil direk arasını erkeklerin koşarak geçmeleri ve
sonra yavaşlamaları.
16- Arafat ve Müzdelife’de
kılınan namazlarda yalvarıp yakararak dua etmek.
17- Güneşin batmasından sonra
Arafat’tan Müzdelife’ye inmek.
18- Kurban bayramının ilk
gününde bir hutbe okumak veya dinlemek.
23- Veda tavafından ve iki
rekât namazdan sonra Zemzem suyundan, Kâbe’ye bakarak ayakta bakarak doyasıya
içmek.
24- Medine-i münevvere’ye
giderek Peygamber efendimiz (s.a.v)’i ziyaret etmek.
—————
Hacca Giderken Yanımıza Almamız
Gerekenler Dikkat etmemiz gerenler
1-Bavulunuza renkli bantlarla
işaret koyun ya da renkli bir şey bağlayın, bavulunuzun diğerlerinden ayırt
edilmesini, kolay tanınmasını sağlayın. Bavulun üzerine ad, adres, nerede
kaldığınızı ve telefonunuzu yazın.
2-Boynunuza asacağınız bir para
kesesinin içine otelin adı ve adres bilgilerini içeren bir kartı, para
kesesinin içine koyun.
3-Sabahları ve geceleri Medine
serin olur bir adet hırka alınız.
4- Cebinize sığacak kadar küçük
bir namazlık alınız.
5- Küçük, boyundan askılı bir
çanta alınız. Bu çantanın içine dua kitabı, telefon ve şarj aleti bulundurun.
Telefonu uluslararası aramalar için açtırınız.
6- Pasaportu yanınızda
taşımayın otelde kalsın. Ya da sizi getiren kafileye teslim edin. Pasaport
otele girişte gerekli olur.
7- Kadınların başörtüsü pamuk
olmalı. Beyazı tercih edin.
8- Kullandığınız ilaçlar varsa
bunları unutmayın yanınızda olsun. Ağrılar için krem alınız.
9- Saatinizi alınız.
10- Ağrı kesici, antibiyotik ve
yara bandı alınız.
11- İç çamaşırı, çorap fazla
alınız.
12- Rahat ve topuk kısmı
yumuşak olan bir terlik alınız.
13- Güneş gözlüğü alınız. Her
yerde güneş ışığına maruz kalacağınız için iyi bir güneş gözlüğüne ihtiyaç
hissedeceksiniz.
14- Kokusuz sabun, pişik kremi
alınız.
15-Tavaf için, tavaf terliği
alınız. Deri olanı tercih ediniz.
16- Banyo havlusu, peçete
alınız. Eğer ki kalacağınız otel bunları karşılıyorsa, gerek olmaz ama her otel
aynı olmadığı için, kalacağınız otele göre gerekli olabilir.
17- Diş macunu ve diş fırçası
alınız.
18- Bulantı hapı alınız. Suudi
Arabistan bir petrol ülkesidir. Bu yüzden elektrik, su ve diğer ihtiyaçlar için
fazla sayıda jeneratörler kullanılır. Bu jeneratörlerde benzin kullanıldığından
ve araçların egzoslarından dolayı da çok yerde kokular insanları rahatsız
edebiliyor. Bu durumlara hassasiyetiniz varsa, bulantı hapı bulundurmanızda
fayda vardır.
19- Piknik poşeti alınız. Boş
poşet kirlileri koymak için yararlı olacaktır.
20- İhram kıyafetlerini, mümkün
olduğu hafif ve dayanıklı olabileceklerden seçiniz.
21- İhramdan çıktığınızda,
kullanabileceğiniz küçük bir makas alınız.
22- Yiyecek olarak dondurulmuş
ve kurutulmuş yiyecekler alabilirsiniz. Gerçi orada yiyecek sıkıntısı olmuyor
ama yine de özel yiyeceğiniz varsa alabilirsiniz.
23- Yüz için güneş koruyucu
alınız.
24- Para
olarak yanınıza bir miktar harçlık alınız. Türk parasını her yerde Riyal’e
çevirebiliyorsunuz, sıkıntı olmuyor. -------- Telbiye sözleri “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke Lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülke. Lâ şerike lek.” (Manası: Allah’ım! Davetine sözümle ve özümle koşup geldim! Emrin başımın tacı! Emret Allah’ım! Senin emrine başımı ve gönlümü koydum! Davetine tekrar tekrar icabet ettim! Senin benzerin, şerikin ve ortağın yoktur! Allah’ım, bütün varlığımla sana yöneldim! Muhakkak ki hamd de, nimet de, mülk de yalnız Sana mahsustur! Senin ortağın ve şerikin yoktur!)
Kuranı tanıyalım dindersi videosuyla Kuranın iç
düzeni ve kitap haline getirilip çoğaltılmasını öğreneceksiniz.Minikler için
sadece iç düzeni biraz daha büyükler için çoğaltılması ve kitap haline
getirilişi anlatıldı Şimdi videodaki bilgiler ve daha fazlasını
burada açıklayalım Hz. Muhammed’e ilk vahiy 610 yılı ramazan ayının
Kadir Gecesi’nde gelmiştir. Vahiy ne
demektir?Vahiy Allahın herhangi
bir emir yasak yada bilgiyi doğrudan ya da vahiy meleğiyle peygambere
iletmesidir Vahiy peygamberimizin ölümüne kadar 23 yıl
sürmüştür.Gelen vahiyleri peygamberimiz vahiy katiplerine okuyup tekrar etmiş
onlarda yazıp ezberlemişlerdir.İlahi kitaplar içinde hem yazılıp hem ezberlenen
tek kitap Kur’an-ı kerimdir. Kur’an’ı kerimin bu şekilde 23 yılda peyderpey
inmesinin en önemli nedeni, indiği toplumun Allah’ın ayetlerini yavaş yavaş
kabullenmesi idi. Yoksa birden; bütün halinde inseydi insanlar anlamakta ve
uygulamada büyük zorluklar yaşardı. Kur’an’ın bölüm bölüm parça parça inmesi,
ezberlenmesini ve yazılmasını da kolaylaştırmıştır. Kuran-ı Kerim 30 cüzden oluşur. Cüzlerde
surelerden oluşmaktadır ve toplam 114 sure bulunmaktadır. Her surede de belirli sayıda ayet bulunmaktadır.
En uzun sure 286 ayetle bakara suresidir en kısa sure 3 ayetle kevser
suresir.Kuran da 6600 civarı ayet vardır Ayet Kurandaki vahiy ifadelerine yani Kuran cümlelerine
denir Sure :Kurandaki
ayet topluluklarıdır Cüz Kuranın 20 şer sayfalık her bir bölümüne denir Vahiy ayet sure ile ilgili görsel
Peygamberimiz
yaşarken vahiy devam ettiği için yazıldı ezberlendi ama kitap haline
getirilmedi.Peygamberimizin ölümünden Hz Ebubekir’in halifeliği
zamanında, vahiy katiplerinin de zamanla ölmeye başlamasıyla
Kuranın kitap haline getirilmesine karar verildi
Vahiy katiplerinin de başkanı olan zeyd bin sabit başkanlığında bir komisyon
toplandı.Çok hassas incelemeler ve hassas kriterlerle gelen sayfalar incelendi
ve iki kapak arasında toplandı buna mushaf dendi
Hz Osman zamanında islam çok geniş coğrafyalara yyaılınca oralardaki insanlarda
Kuranı okumak analamak istediler bu nedenle Kuran Hz Osman zamanında
çoğaltıldı
Youtube da en güzel çocuk ilahilerini burada derliyoruz .
1-En büyük kim Allah
dindersi youtube kanalının 2019 da'ki en yeni videosu meşhur bir ilahi için.En büyük kim Allah ilahisi.Ben video düzenlemesini yaptım kanal tarafından büyük ihtimalle cuma günü yayınlanır. https://youtu.be/EiEGwhXWBpw
Kuran sadece 600 lü yıllara inmediği
gibi günümüzün kitabı da değildir her devrin insanı kendi kültürüne göre onu
anlamıştır anlayacaktır.Tabiki onu anlarken bilimden de yararlanacağız .Kölelik
sosyoloji ve tarihle ilgili bir kavramdır dolayısıyla Kuranın indiği yıllarda
toplum islam ve kölelik arasında nasıl bir bağ kurmuş ona bakalım
”o dönemdeki Mekkeli müşriklerin İslam’a karşı çıkmalarının bir sebebi de Hz.
Muhammed’in kölelerle hürleri eşit görmesiydi. Mekkeliler Hz. Muhammed’e karşı
koyarken bir söylemleri vardı…. Neydi o söylem? Diyorlardı ki “eğer Muhammed’in
dinine tabi olursanız tüm köleleri kaybedeceksiniz. Şu halde yarın kim sizin
işinizi yapacak?”
İslam köleliğe uygun olsa ya da teşvik etse mekkeli zenginler neden bu
propagandayı yapsın…. ve o zmanki köleler kendilerini köle kullanmaya devam
edecek bir dine neden inansınlar! Kaldı ki Bilali habeşi daha hicretten önce
özgürlüğüne kavuşturulmuştur.
Kur’an Allah’tan başkasına kulluk edilmesini hud 2’de ve İsra 23 gibi ayetlerde
yasaklar. Ama bugün bildiğimiz anlamıyla köle insanların kulu olarak bilinir
Şu halde İslam köleliği kabul etmez. Çünkü kölelik sistemi efendilerin
kendilerini o insanlar üzerinde Tanrısal tasarrufa sahip kıldıkları bir
sistemdir. ”Zira senin Rabbin, başkasına değil yalnızca kendisine kulluk
etmenizi emreder.
Allahtan başkasına kulluk yasaksa sahiplik sistemi olan kölelik İslam’a göre
şirk sistemidir. Müslümanların çoğunun bu sistemi İslam’ın desteklediğini
söyler. Bu son derece üzücüdür. Çünkü kendi dinlerinden bi haberdir.
….
Kur’an indiğinde köleliğin kaynakları nelerdi?
-Faiz borcu gibi borçlarını ödeyemeyenler köleleştirilebiliyordu.
-Haramilik/Eşkiyalık ile baskınlar yapıp hürleri köleleştirmek
-Savaşlar
-(0gerçek kaynak olmayan)Kölelerin miras ya da satın alma yoluyla ele geçmeleri
Kuran bu kaynakları kurutarak köleliği bitirmek istemiştir…. ya da insanlar bu
olgunluğa eriştiklerinde kölelik olmaz .
Kölelerin miras ya da satın alma yoluyla ele geçmeleri mevzusu köleliğin
kaynağı değildir. Mevcut yani var olan köleler konusudur. Yani bir köle satın
alınıyorsa ya da miras yoluyla sahip değiştirdiyse bu zaten köledir. Bu yeni
köle olmamıştır. Yukarıda saydığım üç maddede Allah hür birini köleleştirmeyi
yasakladı. Kur’an bu maddeden itibaren var olan mevcut kölelere ne yapılacak
onun çözümünü planlamaya ve bunun ile ilgili çözümler üretmeye başlıyor
———–
Şimdi Allah’ın var olan mevcut köleler hakkındaki çözüm planlarını görelim.
1. Allah köle miktarını eritmek için yapılan birçok günah için köle azad
edilmesini emreder. Bu günahlarda köle azad edilmesi başka günahlarda azad
edilmeyeceği anlamını taşımasın. Burada Allah bir üslup bir tarz öğretiyor.
a. Bozulan yeminler sebebiyle köle azad edilmelidir.
Allah, düşüncesizce ağzınızdan kaçırdığınız yeminler hususunda sizi sorumlu
tutmaz. Fakat bilinçli olarak yaptığınız yeminlerden sorumlu tutacaktır. Bu tür
yeminleri bozmanın karşılığı, kendi ailenize yedirdiğinizin ortalamasıyla on
yoksulu doyurmak ya da giydirmek veya bir insanı özgürlüğe kavuşturmaktır; bunu
bulamayan kimse ise üç gün oruç tutar. Bozduğunuz yeminlerin kefareti budur:
Öyleyse yeminlerinize sadık kalın! (HAYAT KİTABI KUR’AN MEALİ – MAİDE 89)
b. Hata sonucu adam öldürmenin bedeli köle azad etmek ve diyet vermektir.
Ve bir mü’min başka bir mü’min’i asla öldüremez; hataen olursa o başka. Bir
mü’min’i hata ile öldüren kişi ise, mü’min bir köleyi özgürlüğe kavuşturur ve
maktülün yakınlarına diyet öder; eğer onlar diyeti bağışlarlarsa, o başka.
(HAYAT KİTABI KUR’AN MEALİ – NİSA 92)
Ayete bakar mısınız! Hata ile öldürme sonucu başkasını diriltme koşulu
getiriliyor. Kölelikten azade olmak dirilmektir. Yukarıdaki ayette öldürülen
kişinin ailesi diyeti istememe hakkını bile elde ederken aynı hak köle azad
etmeyebilir şeklinde verilmiyor. Müslüman için bu ayet her şeyi açıklamıyor mu?
c. Araplarda zıhar diye bir gelenek vardır. Bu kötü mantık bugün bile
insanların zihinlerinde vardır. Bunun kefareti köle azad etmektir.
Ne ki “Sen bana annem kadar haramsın” diyerek eşlerinden ayrılanlar,
ardından da söylediklerinden geri dönen kimseler var ya: işte onların
(kefareti) eşler birbirine yaklaşmadan önce bir köleyi özgür kılmaktır. Size
yönelik ilahi uyarı budur. Ve Allah bütün yaptıklarınızdan ayrıntısıyla
haberdardır. (HAYAT KİTABI KUR’AN MEALİ – MÜCADİLE 3)
2. Allah köle varlığını eritmek için uyguladığı ikinci çözüm yolu zekâttan
köle azadı için pay ayrılmasıdır. Ayete bakalım:
Zekâtlar yalnızca yoksullara ve düşkünlere, bu işi yapan görevlilere ve
kalpleri kazanılacak kimselere; özgürlükleri elinden alınanlar ve borç yükü
altında ezilenler için, Allah yolunda gösterilen her türlü faaliyet ve yolda
kalmışlar için verilir: bu Allah’ın koyduğu bir kuraldır. Ve Allah her şeyi
bilir, her hükmünde tam isabet sahibidir. (HAYAT KİTABI KUR’AN MEALİ – TEVBE
60)
Bazıları kalkıp “burada köle azadı için zekât verin demiyor sadece zekat
verin diyor” deyip bir itirazda bulunabilir. Ben de ona şunu soruyorum: Zekâtı
köle ne yapacak? Sahibi onun yiyecek ve giyecek ihtiyacını gideriyor. Kendisine
spor araba alsın diye mi zekât veririz? Sahibi ona verilen zekâta el koymaz mı?
Biraz mantıklı düşünmek lazım. Allah’ın burada kastı köle özgürlüğüne kavuşsun
diye zekât verin de sahibine verip kurtulsun. Aynı isteği Allah Bakara 177’de
de yapar. Kölelerin kendi özgürlüklerine kavuşmaları için maldan infak etmemizi
ister. Peki Köleyi emrinde bulunduran Müslüman, bir kölenin verdiği parayı
kabul etmeyip köleyi özgürlüğüne kavuşturmayı reddetme hakkı var mıdır? Tabii
ki yoktur. Bununla da ilgili de (sözde) Müslümanlar cingözlük yapmasın diye
tedbir amaçlı ayet inmiştir. O ayeti 3 numaralı madde de vereyim.
3. Kölelikten ayrılmak isteyen bir insanı sahibi engelleyemez. Onunla
sözleşme yapıp onu bırakmak zorundadır. İşte can alıcı ayet budur: Nur 33
Ama evlenmeye bir türlü imkân bulamayanlar, Allah lütfundan kendilerine
(bir fırsat) tanıyıncaya dek iffetlerini korusunlar! Öteden beri mülkiyetinizde
bulunan esirlerden (kölelerden) azatlık sözleşmesi yapmak isteyenlere gelince:
eğer onlarda bir liyakat görüyorsanız, onlarla sözleşme yapınız; üstelik onlara
Allah’ın size (emanet) olarak verdiği maldan bir miktar da veriniz (HAYAT
KİTABI KUR’AN MEALİ – NUR 33)
Bu ayete göre özgürlüğünü isteyen köleye özgürlüğü verildiği gibi iş
buluncaya kadar geçimini temin edecek bir miktar para da verilmesinin
gerekliliği vurgulanır. Allah hür bir insanı köleleştirmeye karşı çıktı ama
niçin mevcut olan kölelere artık hürsünüz demedi, mevcut köleliği niçin içki ve
kumar gibi kesin bir dile yasaklamadı sorusu bu ayette gizli
————-
İslam’da mevcut olan köle miktarı eritilirken. Kölelik eski vasıflarını da
kaybetti. Köle kul olmaktan bedavaya çalışan işçiye dönüştü. Sahibi köleyle
ilgili Tanrısal tasarruflara sahip değildi artık. Efendi eşittir Tanrı modeli
kaldırıldı. Kölenin istediği insanla evlenme özgürlüğü geldi. Sahibi kölenin
yaşam hakkını artık elinde bulundurmuyordu.
Sahibi kölesiyle evlenmediği takdirde onun cinselliğinden artık
yararlanamadı. Yukarıdaki mesajlarda müslümanım diyenlerin bile Bu konuyu
yanlış bildilerini gördüm
Bunları bir yanlış anlamayı düzeltmek için yazma gereği duydum. Kur’an’a
inanan bir Müslüman kendini kölenin Tanrısı olarak göremezdi. Çünkü bu şirk
olurdu. Yani kölelik sistemi her açıdan Kur’an’ın tüm ayetlerine aykırı. En
azından peygamber yaşıyorken Müslümanlar’ın kölelerine kendileriyle eşit
haklara (bırakıp gitmesi hariç) sahip biri olarak baktığına eminim. Hz.
Muhammed daha peygamber bile değilken kölesi Zeyd b. Haris’i oğlu gibi
yetiştirdi. Ancak Peygamberin vefatından sonrası için aynı düşünceye sahip
değilim.