Kuran sadece 600 lü yıllara inmediği
gibi günümüzün kitabı da değildir her devrin insanı kendi kültürüne göre onu
anlamıştır anlayacaktır.Tabiki onu anlarken bilimden de yararlanacağız .Kölelik
sosyoloji ve tarihle ilgili bir kavramdır dolayısıyla Kuranın indiği yıllarda
toplum islam ve kölelik arasında nasıl bir bağ kurmuş ona bakalım
”o dönemdeki Mekkeli müşriklerin İslam’a karşı çıkmalarının bir sebebi de Hz.
Muhammed’in kölelerle hürleri eşit görmesiydi. Mekkeliler Hz. Muhammed’e karşı
koyarken bir söylemleri vardı…. Neydi o söylem? Diyorlardı ki “eğer Muhammed’in
dinine tabi olursanız tüm köleleri kaybedeceksiniz. Şu halde yarın kim sizin
işinizi yapacak?”
İslam köleliğe uygun olsa ya da teşvik etse mekkeli zenginler neden bu
propagandayı yapsın…. ve o zmanki köleler kendilerini köle kullanmaya devam
edecek bir dine neden inansınlar! Kaldı ki Bilali habeşi daha hicretten önce
özgürlüğüne kavuşturulmuştur.
Kur’an Allah’tan başkasına kulluk edilmesini hud 2’de ve İsra 23 gibi ayetlerde
yasaklar. Ama bugün bildiğimiz anlamıyla köle insanların kulu olarak bilinir
Şu halde İslam köleliği kabul etmez. Çünkü kölelik sistemi efendilerin
kendilerini o insanlar üzerinde Tanrısal tasarrufa sahip kıldıkları bir
sistemdir. ”Zira senin Rabbin, başkasına değil yalnızca kendisine kulluk
etmenizi emreder.
Allahtan başkasına kulluk yasaksa sahiplik sistemi olan kölelik İslam’a göre
şirk sistemidir. Müslümanların çoğunun bu sistemi İslam’ın desteklediğini
söyler. Bu son derece üzücüdür. Çünkü kendi dinlerinden bi haberdir.
….
Kur’an indiğinde köleliğin kaynakları nelerdi?
-Faiz borcu gibi borçlarını ödeyemeyenler köleleştirilebiliyordu.
-Haramilik/Eşkiyalık ile baskınlar yapıp hürleri köleleştirmek
-Savaşlar
-(0gerçek kaynak olmayan)Kölelerin miras ya da satın alma yoluyla ele geçmeleri
Kuran bu kaynakları kurutarak köleliği bitirmek istemiştir…. ya da insanlar bu
olgunluğa eriştiklerinde kölelik olmaz .
Kölelerin miras ya da satın alma yoluyla ele geçmeleri mevzusu köleliğin
kaynağı değildir. Mevcut yani var olan köleler konusudur. Yani bir köle satın
alınıyorsa ya da miras yoluyla sahip değiştirdiyse bu zaten köledir. Bu yeni
köle olmamıştır. Yukarıda saydığım üç maddede Allah hür birini köleleştirmeyi
yasakladı. Kur’an bu maddeden itibaren var olan mevcut kölelere ne yapılacak
onun çözümünü planlamaya ve bunun ile ilgili çözümler üretmeye başlıyor
———–
Şimdi Allah’ın var olan mevcut köleler hakkındaki çözüm planlarını görelim.
1. Allah köle miktarını eritmek için yapılan birçok günah için köle azad
edilmesini emreder. Bu günahlarda köle azad edilmesi başka günahlarda azad
edilmeyeceği anlamını taşımasın. Burada Allah bir üslup bir tarz öğretiyor.
a. Bozulan yeminler sebebiyle köle azad edilmelidir.
Allah, düşüncesizce ağzınızdan kaçırdığınız yeminler hususunda sizi sorumlu
tutmaz. Fakat bilinçli olarak yaptığınız yeminlerden sorumlu tutacaktır. Bu tür
yeminleri bozmanın karşılığı, kendi ailenize yedirdiğinizin ortalamasıyla on
yoksulu doyurmak ya da giydirmek veya bir insanı özgürlüğe kavuşturmaktır; bunu
bulamayan kimse ise üç gün oruç tutar. Bozduğunuz yeminlerin kefareti budur:
Öyleyse yeminlerinize sadık kalın! (HAYAT KİTABI KUR’AN MEALİ – MAİDE 89)
b. Hata sonucu adam öldürmenin bedeli köle azad etmek ve diyet vermektir.
Ve bir mü’min başka bir mü’min’i asla öldüremez; hataen olursa o başka. Bir
mü’min’i hata ile öldüren kişi ise, mü’min bir köleyi özgürlüğe kavuşturur ve
maktülün yakınlarına diyet öder; eğer onlar diyeti bağışlarlarsa, o başka.
(HAYAT KİTABI KUR’AN MEALİ – NİSA 92)
Ayete bakar mısınız! Hata ile öldürme sonucu başkasını diriltme koşulu
getiriliyor. Kölelikten azade olmak dirilmektir. Yukarıdaki ayette öldürülen
kişinin ailesi diyeti istememe hakkını bile elde ederken aynı hak köle azad
etmeyebilir şeklinde verilmiyor. Müslüman için bu ayet her şeyi açıklamıyor mu?
c. Araplarda zıhar diye bir gelenek vardır. Bu kötü mantık bugün bile
insanların zihinlerinde vardır. Bunun kefareti köle azad etmektir.
Ne ki “Sen bana annem kadar haramsın” diyerek eşlerinden ayrılanlar,
ardından da söylediklerinden geri dönen kimseler var ya: işte onların
(kefareti) eşler birbirine yaklaşmadan önce bir köleyi özgür kılmaktır. Size
yönelik ilahi uyarı budur. Ve Allah bütün yaptıklarınızdan ayrıntısıyla
haberdardır. (HAYAT KİTABI KUR’AN MEALİ – MÜCADİLE 3)
2. Allah köle varlığını eritmek için uyguladığı ikinci çözüm yolu zekâttan
köle azadı için pay ayrılmasıdır. Ayete bakalım:
Zekâtlar yalnızca yoksullara ve düşkünlere, bu işi yapan görevlilere ve
kalpleri kazanılacak kimselere; özgürlükleri elinden alınanlar ve borç yükü
altında ezilenler için, Allah yolunda gösterilen her türlü faaliyet ve yolda
kalmışlar için verilir: bu Allah’ın koyduğu bir kuraldır. Ve Allah her şeyi
bilir, her hükmünde tam isabet sahibidir. (HAYAT KİTABI KUR’AN MEALİ – TEVBE
60)
Bazıları kalkıp “burada köle azadı için zekât verin demiyor sadece zekat
verin diyor” deyip bir itirazda bulunabilir. Ben de ona şunu soruyorum: Zekâtı
köle ne yapacak? Sahibi onun yiyecek ve giyecek ihtiyacını gideriyor. Kendisine
spor araba alsın diye mi zekât veririz? Sahibi ona verilen zekâta el koymaz mı?
Biraz mantıklı düşünmek lazım. Allah’ın burada kastı köle özgürlüğüne kavuşsun
diye zekât verin de sahibine verip kurtulsun. Aynı isteği Allah Bakara 177’de
de yapar. Kölelerin kendi özgürlüklerine kavuşmaları için maldan infak etmemizi
ister. Peki Köleyi emrinde bulunduran Müslüman, bir kölenin verdiği parayı
kabul etmeyip köleyi özgürlüğüne kavuşturmayı reddetme hakkı var mıdır? Tabii
ki yoktur. Bununla da ilgili de (sözde) Müslümanlar cingözlük yapmasın diye
tedbir amaçlı ayet inmiştir. O ayeti 3 numaralı madde de vereyim.
3. Kölelikten ayrılmak isteyen bir insanı sahibi engelleyemez. Onunla
sözleşme yapıp onu bırakmak zorundadır. İşte can alıcı ayet budur: Nur 33
Ama evlenmeye bir türlü imkân bulamayanlar, Allah lütfundan kendilerine
(bir fırsat) tanıyıncaya dek iffetlerini korusunlar! Öteden beri mülkiyetinizde
bulunan esirlerden (kölelerden) azatlık sözleşmesi yapmak isteyenlere gelince:
eğer onlarda bir liyakat görüyorsanız, onlarla sözleşme yapınız; üstelik onlara
Allah’ın size (emanet) olarak verdiği maldan bir miktar da veriniz (HAYAT
KİTABI KUR’AN MEALİ – NUR 33)
Bu ayete göre özgürlüğünü isteyen köleye özgürlüğü verildiği gibi iş
buluncaya kadar geçimini temin edecek bir miktar para da verilmesinin
gerekliliği vurgulanır. Allah hür bir insanı köleleştirmeye karşı çıktı ama
niçin mevcut olan kölelere artık hürsünüz demedi, mevcut köleliği niçin içki ve
kumar gibi kesin bir dile yasaklamadı sorusu bu ayette gizli
————-
İslam’da mevcut olan köle miktarı eritilirken. Kölelik eski vasıflarını da
kaybetti. Köle kul olmaktan bedavaya çalışan işçiye dönüştü. Sahibi köleyle
ilgili Tanrısal tasarruflara sahip değildi artık. Efendi eşittir Tanrı modeli
kaldırıldı. Kölenin istediği insanla evlenme özgürlüğü geldi. Sahibi kölenin
yaşam hakkını artık elinde bulundurmuyordu.
Sahibi kölesiyle evlenmediği takdirde onun cinselliğinden artık
yararlanamadı. Yukarıdaki mesajlarda müslümanım diyenlerin bile Bu konuyu
yanlış bildilerini gördüm
Bunları bir yanlış anlamayı düzeltmek için yazma gereği duydum. Kur’an’a
inanan bir Müslüman kendini kölenin Tanrısı olarak göremezdi. Çünkü bu şirk
olurdu. Yani kölelik sistemi her açıdan Kur’an’ın tüm ayetlerine aykırı. En
azından peygamber yaşıyorken Müslümanlar’ın kölelerine kendileriyle eşit
haklara (bırakıp gitmesi hariç) sahip biri olarak baktığına eminim. Hz.
Muhammed daha peygamber bile değilken kölesi Zeyd b. Haris’i oğlu gibi
yetiştirdi. Ancak Peygamberin vefatından sonrası için aynı düşünceye sahip
değilim.